EKONOMİ

İklim değişiklikleri ve nüfus haraketliliği, özel güvenliğin önemini artırıyor

Değişen iklim şartları, dünyada yaşanan olaylar sonucunda artan riskler ve küresel mülteci hareketleri, özel güvenlik hizmetlerine olan talebi daha da artırıyor.

Hastaneler, havalimanları, AVM’ler ve günlük yaşam dinamiklerinin devam ettiği her alanda bu hizmetlere ve özel güvenlik görevlilerine ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Turgay ŞAHAN, “Hastanelerde güvenlik; sadece hastaların ve personelin sağlığına değil, tesisin düzenli işleyişine de katkı sağlıyor.

Havalimanlarında ise yolcu ve bagaj kontrolleri, personel ve havalimanı tedariğinin sağlanması gibi birçok önemli faktör bulunuyor. AVM’lerde de fiziksel güvenlik, kayıp önleme gibi tedbirle ziyaretçilerin ve personelin güvenliği sağlanıyor. Dolayısıyla da özel güvenlik görevlilerin varlığı ve işlevi, görünenin çok daha ötesinde bir önem taşıyor” dedi.

 

Özel güvenlik sektörü dünyada 57 milyar euroya, Türkiye’de ise 3 milyar euroya ulaştı. Türkiye’de her yıl ortalama yüzde 3 ila 7 oranında büyüme gerçekleşiyor. Bu büyümenin arkasında; salgın hastalıklar, doğal afetler, ekonomik krizler, dünyada yaşanan olaylar gibi birçok neden yer alıyor. Özellikle bireylerin ve toplumun güvenlik konusunda yaşadığı endişe, özel güvenlik hizmetlerine olan talebin artışını ve sektördeki büyümeyi destekliyor. 

 

Özel güvenlik hizmetlerine, her alanda ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Güvenlik Servisleri Organizasyon Derneği (GÜSOD) Başkanı Turgay ŞAHAN, özel güvenlik sektörünün öneminin artık tartışılmayacak bir noktada olduğunu ve bu durumun getirdiği personel ihtiyacının da aynı şekilde büyüdüğünün altını çizdi.

 

TÜRKİYE, 2023 YILI GLOBAL TERÖRİZM ENDEKSİNDE 23’ÜNCÜ 

Ülkelerin risk durumları dikkate alınarak beş yıllık ağırlıklı ortalama doğrultusunda değerlendirilen, 2023 yılı Global Terörizm Endeksinde, Türkiye’nin 23’üncü sırada yer aldığını söyleyen ŞAHAN, “Bunun nedeni de her geçen gün etkisini daha fazla hissettiren küresel iklim değişikliği ve global ölçekte artan risklerle küresel mülteci hareketleri gibi faktörlerdir. Güvenlik riskleri, çeşitli faktörlere bağlı olarak değişiyor. Ülkemizin coğrafi konumu sebebiyle komşu ülkelerde yaşanan savaşlar, dünyayı olduğu gibi bizi de fazlasıyla etkiliyor. Bunun en net gözlenen insani sonuçlarından birisi ise sığınmacı nüfusun artması. Bu duruma bağlı olarak yaşanan tüm olaylar, özel güvenlik hizmetlerine olan talebi daha da artırıyor” diye konuştu.

 

“DOĞAL AFETLER, GÜVENLİK İHTİYAÇ DERECELERİMİZİ YÜKSELTTİ”

İklim değişikleri ve doğal afetlerin yine güvenlik risk faktörleri açısından önemli konular arasında yer aldığını söyleyen ŞAHAN, “Yaşadığımız deprem ve sel felaketleri gibi doğal afetler, güvenlik ihtiyaç dereceleri yükseltti. 2021 yılında Birleşmiş Milletler tarafından açıklanan verilere göre, son 50 yılda doğal afetler beş kat arttı. Bu doğal afetler sırasında da hırsızlık, gasp gibi kolay yoldan menfaat sağlanabilecek olaylar, güvenlik açıkları oluşabiliyor. Öte yandan ekonomik koşulların beraberinde getirdiği olaylar, metropollerde yaşanan nüfus yoğunluğu, özellikle yerli ve yabancı turistler için güvenlik ihtiyacını artırıyor. Ayrıca kalabalık grupların bir arada bulunduğu konser, etkinlik ve spor müsabakalarının düzenlendiği yerlerde yüksek derece de güvenliğe ihtiyaç duyulan alanlar arasında. Sanayi ve iş merkezlerinin yoğun olduğu illerimizde de güvenlik ihtiyaçları günden güne artıyor” dedi.

 

HAVALİMANLARI, HASTANELER VE AVM’LERDE ALINAN GÜVENLİK ÖNLEMLERİ

Havalimanları, hastaneler ve artık bir sosyalleşme alanı olan AVM’lerde yapılan güvenlik çalışmaları hakkında da bilgi veren Turgay ŞAHAN, “Modern dünyanın en stratejik ve karmaşık güvenlik ihtiyaçlarına sahip mekanları arasında yer alan havalimanlarında güvenliğin sağlanması, ulusal ve uluslararası birçok yönetmelik, talimat ve kurallara tabi. Sivil havacılık güvenliği, yolcu kontrolü, kabin bagajı ve uçak altı bagaj kontrolleri, personel ve havalimanı tedarikleri ile araç kontrolü gibi geniş bir yelpazede güvenlik hizmeti sunuluyor. Bu önlemler havalimanlarını, yolcuları ve havayolu çalışanlarını olası tehditlere karşı korurken aynı zamanda uluslararası güvenlik kurallarına ve Milli Sivil Havacılık Güvenlik Programı’na uygunluk sağlıyor. Bu kapsamda havalimanlarında 2023 yılında birçok olaya  olaya müdahale edildi. Türkiye’de şu anda 447 AVM bulunuyor ve sayıları da giderek artıyor. AVM’ler, insanların ihtiyaçlarını karşıladığı, sosyalleştiği ve eğlenceli vakit geçirdiği yerler haline geldi. Bu da büyük ve kalabalık yapıların güvenliğini sağlamak için gelişmiş AVM güvenlik sistemlerine duyulan ihtiyacı artırdı. AVM’lerde; fiziksel güvenlik, kayıp önleme tedbirleri, varlık koruması ve risk yönetimi gibi faktörler içeren entegre çözümler sunuluyor. Son teknoloji kamera sistemleri, video analitik yazılımları, x-ray ve metal kapı dedektörleri, kişi sayaç ve yoğunluk tespit sistemleri, salgın hastalık kontrol üniteleri kullanılıyor. Alınan tüm önlemler doğrultusunda geçtiğimiz yıl AVM’lerde sayısı yadsınamayacak oranda olay önlendi. Hastane güvenliği hizmeti ise hem çalışanlar hem de hastalar ve yakınları açısından oldukça önemli. Bu nedenle hastanelerde görev yapan özel güvenlik görevlileri, güvenliği sağlamak ve topluluklarla sağduyulu iletişim geliştirmek üzere hizmet veriyor. Üst düzey güvelik hizmeti vermek adına en son teknolojiye sahip sistemlerle çalışılan hastanelerde de son teknoloji ürünü kameralar, video analitik yazılımları, x-ray ve metal kapı dedektörleri, kişi sayaç ve yoğunluk tespit sistemleri, salgın hastalık kontrol üniteleri kullanıyor. Özel güvenlik görevlileri, sağlık hizmetlerini aksatacak ya da sağlık personellerinin çalışma ortamını etkileyecek olası her duruma karşı önlemler geliştirilerek, personel çağrılarına hızlıca cevap verecek şekilde konumlanıyor. Acil servis, idari katlar ve polikliniklerde sürekli devriye geziliyor. Bu doğrultuda 2023 yılında hastanelerde yaşanan birçok olay önlendi. Bunlar ve benzeri birçok olayın önlenmesinde, Kaan Uygulaması sayesinde, genel kollukla iş birliği içerisinde olan özel güvenlik görevlilerinin çok büyük bir katkısı bulunuyor. 2023 yılı itibariyle, Kaan Uygulaması üzerinden 102 bini aşkın sayıda bildirim alınarak 35 bini aşkın kişiye adli ve idari işlem yapıldı. Kamu güvenliğini tamamlayıcı mahiyette hizmet veren özel güvenlik görevlileri, toplumun olduğu her alanda hem güvenliğin hem de huzurun sağlanması adına çok büyük rol üstleniyor. Kamu güvenliği kurumlarına destek sağlayarak, toplumun her kesiminde güvenliğin ve huzurun sağlanmasına yardımcı olan özel güvenlik görevlileri, alışveriş merkezlerinden bankalara, sanayi tesislerinden etkinlik mekanlarına kadar birçok alanda görev yapıyor ve acil durumlarda müdahale ederek potansiyel tehlikeleri önlemeye çalışıyorlar. Özel güvenlik görevlileri, toplumun genel güvenliğine katkıda bulunuyor ve insanların günlük yaşamlarını daha güvenli hale getiriyor” diye konuştu.

 

GÜVENLİK RİSKLERİNİ ARTIRAN SEBEPLER, SEKTÖRDEKİ İŞ GÜCÜNÜ AZALTIYOR

Ekonomik krizler, doğal afetler, salgın hastalıklar, iklim değişikleri, siber güvenlik sorunları, siyasal kutuplaşmalar gibi etkenlerin global ve yerel ölçekte güvenlik risklerini artırırken, aynı sebeplerin özel güvenlik sektörünün kaynağı olan iş gücünü de azalttığını söyleyen ŞAHAN, “Bu kapsamda, çalışan kaynak yönetim sistemi, günümüzün en büyük makro sorunlarından biri haline geldi. Güvenlik risklerimizi en aza indirmek adına, öncelikle insan kaynağının verimli ve etkin kullanımının esas alınması gerekiyor. İstanbul başta olmak üzere büyük şehirlerde barınma koşullarının son birkaç yılda yüksek maliyetlere ulaşması, tersine göçe neden oldu. Ayrıca ülkemiz gençlerinin prim, erzak, ikramiye gibi yardımların yapıldığı başka işlere yönelmesi, sektörde insan kaynağı ihtiyacına neden oluyor. Kamu kurum ve kuruluşlarının pozitif yönlü maaş uygulamaları ile özel sektör maaş uygulamaları arasında büyük farklar oluşu, özel güvenlik görevlilerinin tercihlerini kamu kurumlarından yana kullanmasına sebep oluyor. Bu durumu, polis ve bekçi alımları da takip ediyor ve sektörümüz kaynak kaybediyor. Üniversitelerde lisans derecesinde sektöre yönetici yetiştirilememesi, personelin özlük haklarının iyileştirilememesi, kolluk kuvvetlerinin yardımcısı niteliği taşıyan özel güvenlik görevlisi olmanın, toplum tarafından meslek sahibi olma statüsünün benimsenmemesi, personellerin güvenlik sektöründe çalışma tercihini daraltıyor. Personel temin kaynağının güçlendirilmesinin, temin süreçlerinin kısaltılmasının ve alan eğitimleriyle özel güvenlik sektörünü branşlara ayırarak mesleki yeterliliğin yükseltilmesinin sektörümüzün kaynak yönetimini pozitif yönde etkileyeceğine inanıyoruz. Unutulmamalı ki; özel güvenlik sektörü, kamu güvenliğini sağlayan kolluk kuvvetlerinin yanında, ikinci en büyük güvenlik gücü. Özel güvenlik görevlileri de kamu güvenliğine katkı sağlayan bileşenlerin önemli parçalarından biri. Bu nedenle hayatın akışının devam ettiği her alanda özel güvenliğe ihtiyaç duyuluyor” dedi.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bu Haberi Paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu