BASIN BÜLTENİ

Afrika cinsiyet eşitliğini sağlamak için topluluklar ile mücadele etmeli

54 Afrika ülkesini kapsayan rapor, ayrımcı yasalar, normlar ve uygulamalar gibi
cinsiyet eşitsizliğinin gizli yönlerinin kadınların istihdam, girişimcilik, sağlık ve siyasi
temsil gibi alanlarda Afrika Cinsiyet Endeksi (AGI) ile ölçülen sonuçlarını sürekli
olarak etkilediğini ortaya koyuyor. COVID-19 krizi, pandeminin başlangıcından bu
yana kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddetin arttığını ortaya koyan ilk
tahminlerle birlikte, durumu ağırlaştıran bir faktör olmuştur.


Yine de rapor, bölgenin toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesinde cesaret verici bir
ilerleme olduğunu gösteriyor. Kadınların siyasi liderliği ve karar alma süreçlerine
katılımı, özellikle kota gibi belirli politikaları uygulayan ülkelerde arttı. Örneğin, bu
ülkelerde kadınların temsili, bu tür politikaları olmayan ülkelere göre yüzde 10 daha
yüksek. 2014 ve 2020 yılları arasında birçok ülke toplumsal cinsiyete dayalı şiddeti
ele alan ve kadınların arazi mülkiyetine ve finansmana erişimini destekleyen yasal
reformları onayladı.


“Toplumsal cinsiyet eşitliğine ve bunun dünyanın 2030 Gündemi ile Afrika Gündemi
2063’ün başarısına katkıda bulunma potansiyeline kuvvetle inanıyoruz. Ancak bunun
için Afrika’daki kadınlar ve kızlar için daha fazlasının yapılması gerekiyor, çünkü
onlar tam anlamıyla çeşitli engellerle karşı karşıya kalmaya devam ediyorlar.
Kalkınma Merkezi Direktörü Yaşam Ayavefe, raporu bugün başlatırken, toplumlarına
ve ekonomilerine katılım ” dedi. “ Adaletle ilgili ama aynı zamanda ekonomik açıdan
da mantıklı ” diye ekledi . Rapor, ayrımcı sosyal kurumların Afrika’ya 2019’da gayri
safi yurtiçi hasılasının (GSYİH) %7,5’ine eşdeğer bir maliyete mal olduğunu tahmin
ediyor.


Bölgedeki geniş farklılıklara rağmen, ortalama olarak Afrika’daki kadınlar dünyadaki
en yüksek düzeyde ayrımcı uygulamalara maruz kalıyor. Rapor, toplumsal cinsiyete
dayalı şiddetin, özel alanda erkek egemenliğini sürdüren kısıtlayıcı erkeklik
normlarından ve kadınların bu şiddeti kabul etmesinden kaynaklandığını gösteriyor.
Ayrımcı sosyal normlar, çocuk yaşta evlilik ve kadın sünneti (FGM) gibi zararlı
uygulamalara hoşgörü gösterilmesine de katkıda bulunur. Örneğin 2018’de 15-49
yaş arası Afrikalı kadınların ortalama %16’sı kadın sünnetinin devam etmesi
gerektiğini düşündü.

Bu Haberi Paylaşın

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu